

CHP milletvekili Murat Emir kurultay salonundaki yandaş TV de konuşuyor ve “CHP sola kayıyor” diyor. Yanındaki hanımefendi de yanılmıyorsam Gül Çiftçi oda aynı özgüvenle “program sola kayıyor” diye ekliyor.
Şaka gibi ama konuşmalarına ve siyasetteki geçmiş pratiklerine baktığımda sol düşünce kavramının içini doldurmaktan aciz olan bu ikili , CHP’nin sola kaydığını iddia ediyor.
Murat Emir’in “sol” diye anlattığı başlıkların neredeyse tamamı, neoliberal düzenin kendisini ayakta tutmak için ürettiği kavramlardan ibaret. Piyasa kutsal, sermaye dokunulmaz, imtiyaz ilişkileri sorgulanmaz; sonra da bu çerçeveye birkaç “sosyal” cümle eklenip adına “sol politika” deniyor. Sol ideolojiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir resim bu.
Önce şu soruyu sormak lazım ; Sola kaydığı iddia edilen partiyi kimlerle yönetiyorsunuz?
Kendi düşünsel konumunu netleştiremeyen, ideolojik olarak nereye bastığını bilmeyen bu insanlar , bugün hiç çekinmeden “CHP sola kayıyor” diyebiliyor. Solda olmayı , birkaç slogan ve ezber cümleyle tarif edenlerin önce siyasetteki sınıfsal tercihlerini , kamuculuk, eşitlik ve adalet üzerine pratik ve iradelerini net olarak ortaya koymaları gerekiyor.
5’li çeteye iki yıldır laf edemeyen , kamuda ki yolsuzlukların üstüne gitmeyen, belediyelerindeki yolsuzluklar ile ilgili yargının yürüttüğü soruşturma ve kovuşturmalara inkar refleksi ile cevap veren, seçmen ve halkta “yolsuzluk yok” algısını yaratan ve pekiştiren, sermaye sahipleri ile yakın ilişkiler kurup hatta çakarlı aracını tahsis edenlerle CHP nasıl sol kaymış oluyor ? Bir bilen varsa anlatsın bizde öğrenelim.
Sola kaydığı iddia edilen ” CHP, kamudaki özellikle de yerel yönetimlerdeki yolsuzluklara nasıl bakıyor?
Yolsuzluk yapanla arasına mesafe koyamayan, yolsuzluk iddialarını daha ilk günden “kökten reddetmeyi” refleks haline getiren bir CHP, nasıl oluyor da sola kaymış oluyor?
Açık söylemekte fayda var CHP nin içinde bulunduğu hali göz önüne aldığımda bu sorulara makul bir cevap vermek çokta mümkün değil.
Çünkü ; Yolsuzluk iddialarını görmezden gelen, siyaseti çıkar ilişkilerinden arındıramayan, güç sahiplerine dokunmaktan ısrarla kaçınan bir anlayış, sol anlayış olamaz.
Sol, en başta kamunun malına, halkın vergisine, emekçinin alın terine sahip çıkmak demektir. Yolsuzluk karşısında sessiz kalıp tam aksine yolsuzluk yaptığı iddia edilenle arasına mesafe koymayıp sahip çıkılıyorsa artık soldan bahsedilemez.
O yüzden Murat Emir ve diğer yönetenlerin açık açık şu sorulara cevap vermeleri lazım ;
Kamudaki yolsuzluklara karşı CHP ‘nin net, tavizsiz ve şeffaf bir çizgisi varmı ?
Yoksa CHP, “bizimkiler yaparsa susarız, başkası yaparsa konuşuruz” diyen çifte standartlı bir siyaset mi yürütüyor?
İşte bu sorunun cevabı, CHP’nin gerçekten sola mı kaydığını, yoksa sadece lafta mı solculuk yaptığını herkese gösterecek.
Hadi bakalım verin cevabınızı da aydınlansın herkes.


