BİR BİLET BİN UMUT
Yılın en büyük ikramiyesi, almayana çıkmaz elbet.. Aldığında da çıkacağı ne mâlum?
Kim demiş yılbaşı piyango bileti insanlara hayallerini satın alma fırsatı sunuyor diye? Körü körüne inanmak işte bunun adına umut tacirliği denir. Al kardeş belki şans yüzüne güler belli mi olur? Çek bir tane sana da çıkar. Umudu yeşertmek adına biraz da şansa inanmalı. Niye çıkmasın ki?
Bileti alan bir pişman, almayan bin pişman oluyor. Kim kimin hayalini yoktan var edip sonrasında satın alabilirdi? Adı üstünde ya, zaten çoğu da hayali… Hayali satın alsa da gerçek dışı olsa dahi kimse kimsenin elindeki hayalini çalamaz.
Şuncacık bir biletin içine neler sığdırıp ne çok anlam yükleriz. Bazen de olmadık hayaller kurdurur; o da cabası, alt tarafı bir kağıt parçasından biz insanların beklentileri ne kadar da büyüktür. Öyle bir güç gelir ki, bir anda kurduğumuz olası hayali ihtimalin olmama olasılığının önüne geçer. Çoğu beklentiler aşırıya kaçsa da birçok şeye sahip olma duygusunun önüne geçemez. Birçok şeye sahip olma hırsı içimizdeki güce güç katar.
Düşünsenize biletine şanslı numaralar isabet etmiş bir insanın neler yapabileceğini. Kendisini yıkılmaz bir etten duvar, dağ gibi görür. O, adeta volkan patlamalarına eş değer nitelikte hayali gücün verdiği büyük bir şehvetle yeniden dirilmiştir. O, artık akıl almaz saplantılı hayallerin esiridir. Haleti ruhiyesinde derin hülyalara dalmış, engin sularda yüzen biridir. Adeta dünyanın efendisi oluverir. Hayali bile bazen içimizi ürpertir.
Yılda bir kez trilyonları insanlara vaat ederler. Onca insanın rüyasında bile göremediği hayallerini kimler satın alabilir bilinmez. Üstelik henüz bilet bile almamışken, çıkma ihtimali binde sıfırken. Hatta onca fakir insanın refah içerisinde yaşamaya hasret kaldığı, bel bağladığı umudu biletidir. Oysa ki, hiç bir zaman çıkmayacak o bilet içindir her şey. En vazgeçilmezi büyük şaşalı dünyasını kurmasına kim engel olabilirdi ki ? Hayal yoksunu onlarcası için bir umut her zaman var olacak ve yüreklerinde yeşerecektir.
Piyango, yıl sonu çekilişinde kimilerine umut olur. Alacak parası dahi olmayan, şansını yokluk ve çaresizlikten kaybedenler şansını bir dahaki yıla erteleyecektir.
Bir de zenginken daha çok zengin olma hayali kurup düşleyenler, açgözlü doymak bilmez yetim hakkına gasp edenler var. Hileli oyunlarıyla, kazanma hırsıyla körelen duygularına gem vurabilirler mi? Parasına para, malına mal katan daha fazla olsun diye denemedikleri dümen kalmaz. Yatlar katlar yetmez, az kalır. Dünyayı satın alsa yine de açtır…
Her insan iyisiyle kötüsüyle bir karaktere sahiptir. İkramiyeleri hayırlı işlere varmayan, diğer yandan haris olansa yatırdıkça bin mislini kazanmak ister. Kendini bir anda çok zengin bulan öylesine kendinden geçer ki, bir anda şuurunu kaybeder. Az önceki beş parasız olan o değilmiş gibi hayaller diyarında gezinir durur.
Bir de acı gerçeklerle yüzleşmek var. Bir rakamla piyangoyu kaçırdıysan, hayatın en acı gerçeği biletin bize çıkmasını beklerken herhangi bir ilin herhangi bir kişisine çıkmıştır. Üstelikte çeyrek biletine. Şans ona gülmüştür de bize de üzülmek payı düşmüştür. Öyle ya, bizimki de çeyrekti, neden bize değil de ona? Hiçbir zaman adı sanı bilinmeyen o kişiye çıkmıştır. Hayıflanır, içten içe kahrederiz. Şansın, talihin böylesine…deriz içimizden. Sayar da sayarız boşa giden hayallerin arkasından bakakalırken…
