İl Başkanlığı Görevinden, mahkemece el çektirilen Özgür Çelik, dün gece geç saatlerde İl Başkanlığı binası önünde müzik eşliğinde bir şiir okudu.
Ben Okuduğu şiirin ve durumun ne yazık ki, bu bugünkü siyasal ve örgütsel tabloyla hiçbir ilgisini göremedim.
İl başkanının üzerindeki tartışmaları düşündüğümde şiir okumasını çok ironik buldum.
Peki neden bu tablonun Özgür Çeliğin siyasi gerçeği ile bir ilgisi yok ?
Özgür Çelik İstanbul örgütünü temsil eden bir isim olarak, bugün ağır hukuki ve etik iddiaların gölgesinde duruyor zira ;
İstanbul İl Kongresi’nde seçim sürecine şaibe karıştığı iddiasıyla 72. Asliye Ceza Mahkemesi’nde şüpheli sıfatıyla yargılanıyor.
45.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararıyla, yönetimiyle birlikte görevden uzaklaştırıldı.
Kongrede billboard reklamlarının bir iş insanı tarafından ücretsiz sağlandığını bizzat kendisi itiraf etti ve bu durum siyasetin finansmanı açısından etik dışı bir bağımlılığı ortaya koydu.
Aziz İhsan Aktaş’a ait bir aracı makam aracı gibi kullandığı ortaya çıktı ve kamuoyunda yolsuzluk ilişkileriyle yan yana anılmasına sebep oldu.
Özgür Çelik parti disiplininin de kabul etmeyeceği tüm bu eylemleri ile partililik hukukunu zedeledi, yoldaşlık bağlarını kopardı ve hak gaspına yol açtı.
Şimdi bu durumda Özgür Çelik’in şu sorulara cevap vermesi gerekiyor ve ben kendisine direkt olarak sorayım !
Sayın Çelik ; Kime karşı nöbet tutuyorsunuz?
Partilileri neden bir birbirine karşı kışkırtıyorsunuz ?
Gürsel Tekin ve çağrı heyetinin İl başkanlığı binasına sokulmaması için “Kayyuma karşı nöbet daveti” hezeyanı ile kabul edilemez bir çağrıyı örgüte yaptınız.
Bu durumda Esenyurt ve Şişli belediyelerindeki gerçek kayyuma direniş eylemleri neden devam etmiyor ? Bu iki belediye ye en son ne zaman gittiniz ?
Pazartesi il başkanlığı önünde meydana gelecek herhangi bir tatsız olayın azmettiricisi ve sorumlusu olduğunuzu vicdanen ve hukuken bunun hesabını vermeniz gerektiğinin farkındamısınız ?
Ahmet Arif bugün yaşasaydı, bu şiirin bu olaylar karşısında Özgür Çelik tarafından okunmasına rıza göstermezdi.
Çünkü bu şiir, hakikatin, samimiyetin, ve onurun dili.
Oysa ki Özgür Çelik siyaseti şu an itibarı ile hezeyanlarıyla boğuyor, CHP’nin önünü tıkıyor ve örgütün gündemini gereksiz tartışmalarla işgal ediyor.
Özgür Çelik konformist siyasi duyguyla hareket ediyor Şiir okumak devrimci mücadelede motivasyon sağlayan duygu birliğini ortaya koyan,mücadele gücünü arttıran önemli bir gelenek .
Ancak bugün artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin şiire değil, gerçeklerle yüzleşmeye ihtiyacı var.
Şimdi yapılması gereken, kişisel hesapları ve hukuki gölgeleri bir kenara bırakıp, partiyi temiz bir siyaset zeminine taşımaktır.
Özgür Çelik ve onun gibi davrananlar umarım kendi iç dünyalarında sorduğum sorulara taraf olmadan parti menfaatine uygun cevap arar ve bu hezeyanlarından kurtulurlar.
Av. Emin Vahap Şimşek
