ESKİDEN
Eskiler, ‘bizim zamanımızda böyle değildi’ diye başlayan cümlelerin ardından gelen yazılı sınav sorusu gibi, soru ve cevaplara başladığında, bizler yeni nesil ‘geçmiş dönem’ ebeveynlerini dinlerken eyvah dediğimiz, o cümlelerin ardı arkası kesilmeyeceğini bilirdik. Aynı zamanda sıranın kendi içsel sorunlarına dönüşeceğini de bilirdik.
Anlatılanlar ve onların bizlere aktardıkları, bir tek özgeçmişle başlayıp bitiverecek gibi durmayan nasihatleri, ivedilikle kendilerine öğütlenen ve kendilerinden sonrakilere kuşaktan kuşağa cümleleri bir bir aksettirir, anlatır dururlardı. Bir satır bile atlamadan, hiç bıkmadan usanmadan… Sanki dünyaya gelme ve getirme görevleri buymuşçasına! Emir eri gibi…
Hiçbir zaman sonu gelmez. Böylece devam eder gider. Bir çoğumuza eğitici ve öğretici bol nasihatleri vardır. Çünkü onlar ebeveyndir. Her zaman haklı olduklarını savunurlar. Ve bu sözler pek çok insana ağır gelse de görmezden gelemeyiz.
Onların çoğu da çocukluktan ergenliğe, ergenlikten yetişkinliğe geçişlerini basamak basamak iniş çıkışlarını kim sorgulayabilirdi ki? Onca yaşanmışlıkları varken üstelik.
Her bir ebeveyn kendi öz geçmişinin ne kadarını dile getirip gerçekle yüzleşip anlatabilirdi? Ne kadarını verebilirdi!? Bu kişi kendi çocuğu dahi olsa? Günümüz koşullarıyla kıyaslayabilir miydik peki? Bu düşünce bütününde geçmişine haksızlık gibi algılanabilir miydi?
Her dönemin yaşanan şartlara göre zorlukları vardır elbet. O zamanın şartlarına göre zorluklar yaşandığı aşikar. Her ebeveyn ise kendince tutum sergilediği bir iradeyi temsil eder. Sonu gelmeyen çekişmeler, aile içi kavgalar sergiler çoğu. Burada en çok da kardeşler arası yarışta kendini gösterir. Rekabete varan stratejik anlaşmalar, kavga ve didişmelerle kendini gösterir. Sanırsın ki siyaseti inşaa ediyorlar. Anne-kız, baba-oğul hangi alemden gelmiştir? Oysa aynı ortamı paylaşıp yaşadıkları bir mahal olunca kutuplaşmalara kadar giden gergin tutumları, bağlılık ve aile kavramı ile tüm yaşanmışlıkları unutuluverir.
Öyle ki, bir anne babadan dünyaya gelmediklerini inkâra kadar giden tuhaf ilişkileri yansıtırlar. Ben demiştim diye başlayan, böbürlenerek devam edilen, geçmiş ve günümüz sözlerindense inkâra bile hiç gerek duymazlar. Zamanımıza değin gelen yansımalar, ebeveynlerin sergiledikleri tutumlara bir örnek teşkil eden ise kendi çocuklarıdır…!