reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

ÖZGÜR ÖZEL ARINIR MI? KAÇINIR MI?

Yayınlanma Tarihi : Google News
ÖZGÜR ÖZEL ARINIR MI? KAÇINIR MI?
reklam

Artık göründü ki; CHP Genel Başkanı olağan Cumhurbaşkanı adayıdır.
Özgür Özel’in de adaylığının önü açıldı.
İşin bu noktaya evrilmesi olağan bir durum.

Ancak Türkiye siyasetinde 50+1 formülü geçerli iken geçmişte Kılıçdaroğlu’nun yaptığı uzlaşı yönteminin gerçekleştirilmesi zor görünüyor.
Üstelik partinin kendi iç dinamiklerinde de problem var.
Yolsuzluk ve irtikap ile sarmalanmış bir zümre halen partide.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun çağrısına kulak verip ARINMA’yı gerçekleştirebilse işte o zaman sağlam zemine oturmuş bir Aday olur.
Aksi durumda oldukça zor bir süreç kendisini bekliyor.
Bunu anlamak için siyaset bilimci olmaya gerek yok.

Yerel yönetimlerde alınan başarı Kılıçdaroğlu’nun uzlaşı-ortaklaştırma ve kaynaştırma politikasının bir sonucuydu.
Sağ seçmen ikna edilmiş, CHP ile arasındaki bariyer kırılmış, Kürt seçmen ile frekans tutturulmuş, halk yerelde yeni bir yönetim anlayışına alıştırılmıştı.
Nitekim başarı bunun hemen ardından geldi. 11 tane büyükşehir yıllar sonra alındı.

Fakat bu hava ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına transfer edilemedi. Gerek Akşener’in bozgunculuğu gerekse de İmamoğlu ve tayfasının arka planda yürüyen gri ajandaları ülkenin yenilenmeye olan talebinin önüne set çekti.
Her halde tarihte çok az lidere nasip olan hile Kılıçdaroğlu’na da nasip oldu.
Hile büyüktü, çünkü Türkiye hem iç dinamizmi hem de bölgesel etkisi dolayısıyla kaybedilemeyecek derede önemli bir ülkeydi. Çıkarlar Kılıçdaroğlu gibi dürüst birinin insafına terk edilemezdi.
Etmediler.

Tüm bu yaşananlardan sonra parti içinde İmamoğlu’nun organize ettiği ve çeşitli şaibeler ile anılan değişim süreci Kılıçdaroğlu’nun kendi deyimi ile hançerlenmesi ile sonuçlandı. Yıllarca süren bir mücadeleye dayanan bir süreç sona erdi.

İşin acı tarafı partilerde süregelmesi beklenen devamlılık esası da bu değişim ile birlikte ortadan kalktı. Yerelde kuvvetli olan değişimciler partinin sırasıyla Kurultay, PM ve MYK’sının genetiğini de değiştirdiler. Ortaya saçılan oldukça ciddi ve ürkütücü iddialar ne yazık ki değişimci üst yönetimce geçiştirildi.
Partinin önceki dönemlerde uygulan “İzolasyon” politikası uygulanmadı.
Kirlilik kamuoyu önünde tüm partiye sirayet etti.
CHP adeta enfekte oldu.

Müdahale edilmeyen hastalığın sonucu bellidir.
Önce lokal olarak başlar sonrasında tüm vücüdu sarar. CHP için de bu tehlike oldukça belirgin. Adaylaştırmak istenilen İmamoğlu’nun önünün kapanması, gözleri doğal aday olarak belirginleşen Özgür Özel’in yol haritasına çevirdi.

Kılıçdaroğlu’nun yaptığı ve geçmişte de uygulanan “Arınma” ve “Tedbir” yönteminin uygulanmaması kamuoyu önünde müstakbel Cumhurbaşkanı adayının itibarını bir hayli yıpratır.
Şu anda devam eden kurultayda da Kirpi ile sarılmak olmaz diyerek uyaranları ötekileştirmeye devam etmesi, parti içi barışı ve kaynaşmayı da sağlamakta zorlanacağına işaret ediyor.

Türkiye’nin siyasi değişim ihtiyacını salt ekonomik sıkıntılara bağlamak düşülebilecek en tehlikeli tuzak. Geçmişte bu hatalara düşüldü. Tek adam iktidarında ülkenin kontrol paneli bir kişinin denetiminde. Ekonomik göstergeler bir anda düzeltilir (emekli maaşı artışı, sigorta ve vergi borcu affı, yeni bir imar barışı, ziraat desteği, EYT 2 vs ) vites seçim ekonomisine takılır bir sonraki durağa kadar gidilir.

Önemli olan vatandaşın sorunlarına gerçek ve kalıcı çözümler üretmek.
Ülkenin iç barışını sağlamak.
Bölgeye güven ve huzur verebilmek.

Bütün bunların ilk basamağı ülkenin kurucu partisinin, kurucu dinamiklerine dönmesi yani adil, güvenilir, realist ve çalışkan bir organizasyon anlayışına dönülmesi.
Kılıçdaroğlu’na savaş açmak değil, Kılıçdaroğlu ile birlikte savaşmak gerektiğini de unutmamak gerek!
Özel bunları sağlarsa işte o zaman lider olur, işte o zaman halkın güvenini kazanır, işte o zaman Cumhurbaşkanı adayı olur.

Eren Soydemir
29/11/2025

reklam