reklam
reklam
DOLAR 32,2926 % 0.09
EURO 35,0207 % 0.09
STERLIN 40,7887 % 0.32
FRANG 35,7009 % 0.3
ALTIN 2.454,37 % 0,33
BITCOIN 62.447,58 0.989
reklam
Gülsün Soydemir TÜM YAZILARI

SEVEN İNSAN

Yayınlanma Tarihi : Google News
SEVEN İNSAN
reklam

SEVEN İNSAN NE YAPMAZ

Geçmişten günümüze gelindiğinde, eskilerin yaşadığı ve şimdilerin yaşadığı sevginin arasında dağlar var.

Geçmiş zamanda yaşanan her türlü kısıtlamalara rağmen, günümüze değin uzanan sevgi  ve ilişkilerin o inanılmaz yaşanan aşkları hala anlatılmaktadır.

Günümüz aşkları bir nefeslik bitimlere mahkumken, her sevginin insan üzerindeki içselliği ve etkisi farklılık gözetir.

Kişi bireysel anlamda yer bulurken nesne de ise bu kavram görecelidir.

Hepsinin bütününde sevgi bir sunumdur.

Bir bütünselliğin parçasıdır.

İçsel olarak her kategoride ve her insan tipine göre duyulara yansır.

O denli ruhani bazen de karmik yada dengesiz kişilikleri olasıdır.

Sevginin yüceliği ise tartışmasız kutsaldır.

Sevgi, inançtır.

Sevgi, bağlılıktır,

Sevgi, aşktır.

Sevgi, yalındır.

Sevgi, içgüdüsel bir tapınmadır!

İnsanlar üstünde sonsuz bir etkisi olan sevginin bağlılığı tartışılmaz.

Yaşam, sevgi üstüne kurulmuş yegane bir algoritmadır.

Oradan da insana geçişi sağlayan köprüyü oluşturur.

Böylelikle, sevgi bağları sağlam bir halka üzerinde durur ve dengeli bir yöne doğru evrilir.

Tıpkı saat kadranı gibi.

Yekpare, hiç aksamadan yörüngesinde sevgi ekseninde döner.

Bu döngü ise insanlar arasındaki iletişimde anlayışı ve bağlılığı önemli kılar.

Ayrıca ikili ilişkilerde, tartışmasız yaşanan duyguların en yalın hâlini temsil eder.

Sadakat de bunun sevgiye yansımasıdır!

Bağlılık ve özveri, insanlar üzerinde sembolleşen kalıntının bir eseridir.

Her insan kendince yaşar duygularını.

Varlığında, benliğinde, çoğaltıp büyüttüğü sevgisini içselleştirir.

Çoğu zamansa, kişi kendi görselini kendi içsel duyularında azı veya çoğunu yaşar.

Yapısal karakteristik kavrayış özelliğinden öteye gidemez; bir insan bir diğerini sevmiyorsa şayet, çıkar ilişkileri üzerine kurulu bir yapıysa.

Bunun vereceği büyük bir yıkım olma olasılığı kaçınılmazdır.

Sonu asla gelmeyen tiyatral bir oyundur.

Ve bu eninde sonunda son bulur.

Ya da her iki kişi de kendi mahkumiyetlerini kabullenip hücresel bedenlerde yaşamaya
mahkum olurlar.

Sevgisiz bir dünya olacağına, hükümsüz yaşamsal hayatlar daha evladır.

reklam